top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıAynur Karabulut

GEZMEYE DEĞİL BİR BÜYÜĞÜMÜZÜ ZİYARET EDER GİBİ GÖRMEYE GİDİYORUZ!..

Seyahat etmek dünyanın en güzel duyguları arasında yer alıyor. Farklı coğrafyaları gezmek, görmek, bambaşka ülkelerde yerel halka temas etmek, yeni kültürleri, insanları, toplumları tanımak, yemekleri tatmak bir kitap okur gibi bir ülkeyi, bir şehri keşfetmek insanoğlunun kendi gelişimi için yapabileceği en faydalı meşguliyet olduğuna inanıyorum. Çünkü yaşadığımız yerden uzaklaştıkça kendimize yaklaşıyor ve kendimizi yolculuklarla daha iyi tanıyoruz. Her seyahatte kendimizi biraz daha keşfediyoruz.

Uzun zamandır düşündüğüm bir projeyi nihayet hayata geçiriyorum. Bundan böyle hafta da iki gün farklı bölge, ülke ve kültürleri Unirota firması ve profesyonel rehberleri eşliğinde sizlerle buluşturacağız. Hatta o bölgelere turlar düzenleyeceğiz. Bu iş birliği ile tanıtımını yapacağımız bölgelerden önce işbirliği yaptığımız Unirota'yı yakından tanımak istedik. Bu sebeple seyahat anlayışlarını, felsefelerini çok beğendiğim “... ziyaret ettiğimiz bölgeleri gezmeye değil görmeye gidiyoruz. Tıpkı bir büyüğümüz ziyaret eder gibi…”diyen Unirota Touristic Tur Şirketi sahibi Sayın Selim YÜCEL ve Profesyonel Turist Rehberi / Unirota Ortağı Sayın Burak OZYAZ ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Sizlerinde keyif alarak okuyacağınızı düşünüyorum...

Sizi tanıyabilir miyiz?

Selim YÜCEL doğma büyüme İstanbulluyum. Küçüklüğümden beri seyahate ilgim vardı. Kapalı çarşıda uzun yıllar pırlanta sektöründe çalıştım. Seyahat isteğim ve tutkum ile birlikte kapalı çarşı sektöründen sonra turizm sektörüne geçtim. Kapalı çarşı kendi içinde bir dünya olduğu için seyahate olan tutkuma katkısı oldu. Nerede okudunuz? diye soracak olursanız Kapalı Çarşı diyebilirim. Türkiye’de ki çoğu üniversiteden daha iyi eğitim verdiğini düşünüyorum. Kendi kültürü ve politikası olan nezih bir okul gibi düşünün. Farklı birçok kültür ile temas edebiliyorsunuz.

Küçüklüğü kapalı çarşıda geçen bir çocuk simyacı romanın da anlatılan bazı sahneleri yaşamış olur. Biz de simyacı romanının bazı bölümlerini yaşayarak büyüdük. Çocukluğumuz, ocaklar, altın eritme atölyelerinde geçince bir maceranın içinde büyümüş olduk. O yaşlarda çok farklı kültürlerle temas ettiğimiz için zaman içerisinde ilgi alanımız ve işimizde buna göre şekillendi. Bu sebeple sektör değiştirip turizm sektörüne geçince hiç zorlanmadık. Aslında seyahat kültürünü yola çıkmış seyyahlardan İstanbul da ki kalbinden öğrendik dersek yerinde olur.

13 yıldır turizm sektöründeyiz. Daha çok Akdeniz çanağı gibi ülkeler değil de daha az bilinen ve tercih edilmeyen yerlere yöneldik. Çünkü kolayın kapısında kuyruk olur zor da kimse olmaz diye düşündük. Zordan başlayarak yol almak istedik. Kerbela deneyimi Irak ile yurtdışı turizmine geçiş yaptık. Dini atmosferini incelemek istedik. Ardından denklemlerin sürekli değiştiği ve turizm açısından oldukça zor bir bölge olan Kudüs’e seyahatler düzenlemeye başladık. 6 yıldır Kudüs’teyiz.

Unirota Touristic Tur şirketimiz patentli bir markamızdır. Her insan bir kaşiftir sloganıyla Unirota yolculuğuna başladık. Klasik bir turizm anlayışı değil de misafirlerimizin gittikleri bölgeyi yaşayacakları bir anlayışla yol alıyoruz

Pazarda turlar turizmden ziyade ticari olarak yapıldığından genelde doldur boşalt mantığı ile gerçekleşiyor. İçimizdeki gezgini çıkaracak bir rota çizmek istedik. Doldur boşalt mantığı ile değil de daha rafine bir rota anlayışı çizdik.

Rotaları nasıl belirliyorsunuz?

Özgünlüğümüzü koruyarak piyasanın isteklerini göz önünde bulunduruyoruz. Örneğin Kudüs rotası için Kudüs’ü bir bütün olarak yaşayabilecekleri bir programı oluşturuyoruz. Dini temaların yanı sıra geçmişten günümüze bölge kültürlerini bir bütün olarak ekliyoruz. Kudüs’ü bir bütün olarak ele almazsanız eksik sunum olur. Dini boyutunun dışında kültür formunu da vermeliyiz diye düşünüyorum. Misafirlerimize orayı yaşatmamız gerekiyor. Belki de bir daha oraya gidemeyecekler. O yüzden orada ki birkaç günleri bize emanet dolu dolu yaşamalarını sağlamak için seferber oluyoruz.

Humuslarında da künefelerinden de yeriz. Müziklerini de dinleriz ama maneviyatını da en derininden yaşarız. Kudüs zorlu bir rotada olsa haberlerde gördüğümüz gibi sürekli bir kaos ortamı yaşanmıyor. Giriş çıkışı, prosedürleri biraz meşakatli ancak buna değiyor. Dolu ve verimli bir program gerçekleşmesi için ekstra efor sarf ediyoruz.

Seyahat eden misafirlerimizde iyi izler bırakmaya çalışıyoruz. GSB projesi kapsamında yüzlerce gencimizle Kudüs’de bulunduk güzel hatıralar biriktirdik. İşimizi sadece ticari kaygıyla yapmıyoruz. Seyahat etmek kendimizi ifade etme biçimimiz. Geriye dönük yaşayamayacağımıza göre anı yaşamaya çalışıyoruz.

Türk insanın seyahat kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye de seyahat kültürünün oluşması için zamana ihtiyacı var. Eğitim sistemi, gelir dengesizliklerinin gelişmemesi büyük bir etken. Ülkemiz bulunduğu coğrafyanın taşıdığı riskler ile ekonomik açıdan zor dönemler yaşadı. Alım gücünün değişken olduğu ülkelerde turizme katılma oranlarıda buna paralel düşük oluyor. Bir Almanya gibi değil. Almanya’da 24 büyük havalimanından yurtdışına ortalama 60 milyon seyahat gerçekleşiyor. Bizde bu oran 6-7 milyonlarda. Pandemi dönemi ekonomik güçlükler kurlardaki oynaklık bu raklamları çok daha aşağılara çektiğini söyleyebiliriz.

Gezmek isteyen bir kişi için öncelik ne olmalıdır?

Gezmek için öncelik asla para değil. İnsanın kendisidir. Seyahat kültürünün oluşması için ilk şart meraktır. Merak yoksa seyahat kültürünün gelişmesi olanaksızdır. Gezgin olmanın birinci şıkı asla para değil ve olmamalı. Gezgin insan da paradan önce merak, araştırma ruhu, heyecan olmalı.

Sanal dünya, sanal gezi olgularını tartışıyoruz bunu ben ruhsuzluk olarak adlandırıyorum. İnsanlarda ki merak duygusu ölmediği sürece bu sanal gezi versiyonları hissederek gezmenin muadili olamaz. İnsanda ki merakın tamamen ölmesi gerekiyor sanal gezilerin muadil olması için.

Yeni rotalarınızda neler var?

Türk Cumhuriyetleri ve Kudüs’te özellikle ana destinasyonlarımız. Birçok firmaya ve kuruluşa bu coğrafyalarda hizmet veriyoruz. Kudüs'te de Özbekistan'da merkezlerimiz var. Mart sonu gibi Kudüs turlarımız tekrar başlayacak. Karantinadan dolayı korkup erteledikçe bu süreç uzayacak gerekli önlemleri alarak tekrar yollara düşmek gerekli. Biraz cesaretimizi toplamamız gerekiyor. Salgının üst solunum yollarından çok ruhsal yapımıza etkisi oldu diye düşünüyorum.

Grupları oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Grupta sorun çıkaran kişiler oluyor mu?

Unirota misafirlerinin standartları bellidir. Birçok misafirimizle en az iki defa bir tura çıkmışızdır belirli bir gezgin grubumuz var. O yüzden seyahatlerimiz sorunsuz geçiyor.

Bir bölgeyi devamlı anlatan bir Rehberin heyecanını kaybetmemesini nasıl sağlıyorsunuz?

Çok doğru söylüyorsunuz. Unirota olarak rehberleri aynı bölgeye iki defa üst üste göndermiyoruz çünkü destinasyon yorgunluğu dediğimiz bir durum oluşabiliyor. Rehber aynı yeri anlatacağı için sıradanlaşabiliyor biz buna müsaade etmemek için rehberlerin bölgelerini ve sunum metinlerini mutlaka değiştiriyoruz. Rehberin heyecanını korumak için yeni aksiyonlar geliştiriyoruz.

Her geziyi kendimiz için bir sınav olarak görüyoruz. Bir geziden 70 puan aldıysak bir sonraki gezide aynı rotadan 75 puan almalıyız. Bu şekilde o heyecanı hep koruyoruz. Kudüs seyahatlerinde yaklaşık 12 bin misafir ağırladık. 10 kişi geldiğinde de 200 kişi geldiğinde de aynı coşku ve heyecanla sunum yapıyoruz. Önce o coşkuyu, heyecanı biz yaşıyoruz. 10 kişiye de 200 kişiye de aynı duyguyu, coşkuyu, heyecanı veriyorsanız bu başarının somut göstergesidir. Severek geziyoruz. Her tur öncesi kendimiz nasıl keyif alıyor, nasıl yaşıyor, nasıl mutlu oluyor ve geziyorsak misafirlerimize de o şekilde yani kendimize sunar gibi bir sunumla hizmet veriyoruz.

Bir tura çıkarken nelere dikkat etmemiz gerekiyor?

Ülkeyi tanımayı denemeliyiz. Bölgeler hakkında bilgi edinmeliyiz. Hazırlıklar her zaman bölgeye göre değişiklik gösterir. Çokta düşünmeden yola çıkılması gerekiyor. Zaten tur öncesi gideceğimiz bölge ile ilgili bilgilendirme formu anlaştığınız tur firması tarafından gönderilir. Şahsi seyahatler de ise karar verin ve düşünmeden yola çıkın yolda yaşayarak öğrenin.

Kudüs ile ilgili unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Akyürek Konya da ki ekonomik düzeyi müsait olmayan çiftçi büyüklerimizin 12-16 yaş çocuklar için Apostil usulü kaymakamlıktan evrakla gri pasaport çıkarttırarak bu çocukların Kudüs ziyaretleri için yardımları olmuştur. O an çok kıymetliydi ve hiç unutamıyorum. İz bıraktı.

Kudüs’te o yaşta hiçbir grup hatırlamıyorum. O yaşlarda bir çocuğun Kudüs’e gitmesi gelişimine, kültürüne, inancına katkı sağlayacaktır. Amerika da birçok küçük yaşta çocuk devlet tarafından ücretsiz olarak Kudüs’e getiriliyor biz neden bunları yapmıyoruz.?

Bu tarz seyahatlerle çocuklarımıza tarihimizi, değerlerimizi yerinde anlatmalıyız. Kudüs bizim olsun deyip hiçbir şey yapmıyoruz. Kudüs bizim olsun dediğimiz için bizim olmayacak. Kudüs, Özbekistan gibi ışığın doğduğu topraklar. İlimin, alimin yetiştiği bölgeleri koştur koştur bir programla asla tanıyamayız. O taraflara düzenlenecek turlarda misafirlerin yaşayarak öğrenmesini sağlamalıyız.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Pandemi sürecini atlatıp gezginlerimizle bir an önce farklı rotalarda buluşmayı ümit ediyoruz. Yüz farklı şehre gitmenizin önemi yok aynı şehri yeni 100 farklı gözle görebiliyor musunuz? Unirota’nın çıkış noktası budur. Seyahat felsefemizi bu bakış açısı ile belirledik. Türk halkı sadece gezmesin. Görsün, yaşasın nesilden nesile aktarsın. Türk insanı kaliteli bir turist ve gezgindir bunu her gittiği yerde göstermiştir. Bir ülke için en iyi reklam da budur.

Kudüs’te hiç unutamadığım bir anımı paylaşarak bitirmek isterim. 80'li yaşlarda bir dede beni küçük bir dükkanına götürdü ve bir sanduka açtı. İçerisinden bir evrak çıkardı. Evrakı bana göstererek biz bununla Türkiye’ye ne zaman geçeceğiz dedi. Bir baktım ki Osmanlı zamanında verilen bir Türk pasaportu. Hiç cevap veremedim. Nutkum tutuldu. Dedesinden kalma kimliği hala saklıyorlar ve bir gün onunla özgürce Türkiye’ye geçme hayali kuruyor. Filistin bölgesi acı hatıralarımızın olduğu bir bölge olduğu için sunumlarımızı bu hassasiyetlerle oluşturuyoruz. Tüm tarihi ile yaşatmaya çalışıyoruz.

Filistin cephesinde 12 tümen kaybettik. Biz bu tümeni kaybetmeseydik kurtuluş savaşına daha güçlü girebilirdik. 1750 sonu Napolyon 3000 Türk için “mermi bile harcamayın süngü ile öldürün” dediği acı hatıralarımız var. Bu turlarda insanların bunları da bilmesi gerekiyor. Napolyon ne yapmış buralarda neler yaşamışız bunlarda bilinmeli. Sadece camiye bırakıp dönmeyelim bunları da anlatalım. Bizim amacımız gezmek değil biz görmeye gidiyoruz. Bir büyüğümüzü ziyaret eder gibi, görmeye gider gibi.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim

Bize yer verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Ortak projelerde buluşmak üzere.

Burak OZYAZ / Profesyonel Turist Rehberi / Unirota Ortağı

Sizi tanıyabilir miyiz?

İbranice, İngilizce profesyonel turist rehberiyim. 20 yıldır turizmin içindeyim. 10 yıldır İsrail pazarı ve Ortadoğu’da ki misafirlerimize Türkiye de hizmet veriyoruz. Türki cumhuriyetlere özel olarak ilgimiz var. İslam eserlerinin ulaştığı her yere ulaşmaya çalışıyoruz.

Tam anlamıyla ulaştığınızı düşünüyor musunuz?

Kesinlikle hayır. Özbekistan turumuz yeni keşfettiğimiz bir destinasyondu. Biraz vakit geçirdikten sonra ulaşamadığımız o kadar çok yer olduğunu bir kez daha gördük ve anladık. Gezdiğimiz her noktada bizi hayrete düşüren İslam eserleri ile karşılaştık. Her hayrete düştüğümüz konu hakkında kendimizi daha fazla geliştirdik. Misafirlerimize bu kültürleri, zenginlikleri aktarmak istiyoruz. Sadece Avrupa kültürlerini değil doğduğumuz Orta Asya, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu Coğrafyasında da eksikliği olmayan hatta fazlası olan bir kültür var. Bu kültürleri yeniden keşfetmeliyiz.

Orta Doğu ve Avrupa seyahatlerini karşılaştırdığınızda nasıl değerlendirirsiniz? Ortadoğu ülkelerinde yaşanmışlığı bütün hücrelerinizle hissediyorsunuz. Avrupa da ise mimarisini süslü taşlarla veren, ruhları boşluklarla dolu olan bir yer görüyoruz. Kendimizden hiçbir şey bulamadığımız için mi böyle hissediyoruz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

70 ülke, sayısız şehir gezdim. Türkiye’nin sayılı firmalarının rehberliğini yapan bir rehberim. Avrupa coğrafyası mimarisi ile ön plana çıkar. Orada manevi açıdan eksik olan tarafı mimari güzelliklerle anlatarak doldurmaya çalışıyoruz. Etkileyici bir mimari yapısı vardır. Özellikle Roma mimari sonrası gotik mimari dediğimiz mimarisi çok etkileyici. Görenleri etkiler, hoş fotoğraflar verir. Ancak o mimarilerinin içerisine girdiğinizde o dönemin anlayışı olan karanlık dönemdir. İçinizi sıkar, kasvetli, karamsar bir ruh hali yaşarsınız. Hatta insanları çoğu zaman ürkütecek korkutacak kadar soğuk bir atmosfer oluşturur.

Ortadoğu coğrafyasında ise gezdiğiniz medrese, cami, mimarilerde değişmez bir şekilde hep bir ferahlık görürsünüz. Bu durum iki kültürün anlayışını en güzel yansıtan özelliktir. Cami mimarisinde sayısız pencere vardır. İçerinin ışık almasını, huzur vermesini sağlayarak insana bir ferahlık verir. Huzur bulması amaçlanmıştır. Sizi korkutmak, ürkütmek, baskı altında almak amacıyla yapılmış bir mimari değildir. İki coğrafyayı gezen herkes bu gözle bakabilirse bunu fark edecektir.

Seyahatler planlı mı, plansız mı olmalı, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Firmamızın sloganı her insan bir kaşiftir. Acentaların misafirlere verdiği en büyük avantaj zaman ve paradan tasarruftur. Kendiniz bir planlama yaptığınızda zamanı ve parayı harcama özgürlüğünüz vardır ve bunu rahatlıkla yaparsınız. Ne kadar tutmuş ne kadar sürmüş hiç düşünmezsiniz. Her şeye sizin karar verme hakkınız ve paranızı kendinizin yönetme hakkı var ama bu plan içinde bulunduğumuz şartlardan dolayı pahalı ve tercih edilir bir gezi planı değil.

Planlı gezilerinizde ise ne kadar yer görmüş ne kadar gezmişsiniz onun hesabını yaparsınız. Turlar sınırlı zamanda, sınırlı bir bütçe ile daha fazla yer gösterebilme daha fazla hizmet sağlıyor. Acentaların sağladığı en büyük avantaj bence bu yani zamandan ve paradan tasarrufla daha çok yer gezmek. Hedef kitlemiz tatili belli, bütçesi belli olan misafirlerimize planlarında yardımcı olmak ve bu planlarında maksimumu sunabilmek.

Turlarınızda misafirleriniz yerele temas etme imkanı buluyor mu?

Bazı yolcularımızla halk pazarı, çarşı, ev ziyaretlerinde bulunarak halkın arasına karışıyoruz. Yerele mümkün mertebe temas ediyoruz. Belgesel formatında bir gezi mantığıyla hareket ediyoruz. Metrolara, otobüslere biniyoruz. Yerel halkın evlerini ziyaret ediyoruz. Lokal pazarlar, gurme pazarlar, meyve sebze pazarlarına temas ediyoruz. Buralarda yerel halkları daha yakından görüyoruz onları daha iyi tanıyoruz. Tacikli 85 yaşında bir teyzemiz var mesela dünyalar tatlısı her seyahatimizde evlerine misafir olur yöresel yemeklerinden ev ortamında yeme şansı elde ederiz. Büyükannemiz oldu kendisi. Bazen Tacikli bir teyzemizin evindeyiz bazen bir sanat galerisinde. Diğer turlara göre daha belgesel tadında bir tur hazırlıyoruz. TRT avazın programı gibi geçiyor gezilerimiz. Az zamanda az bütçeyle mümkün olduğunca bölgeyi yaşamalarını sağlamak amacındayız.

Tur şirketlerinin ekstra bir bütçeyle ekstra fiyatlandırma yapması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkler olarak tur mantığında 1000 dolar tutarında ki bir turu 500 dolara almak isteriz ama o tur o fiyata mümkün değildir. İşte tur firmaları aradaki o farkı düzenlediği ekstra turlardan çıkaracaklardır çünkü başka türlüsü mümkün değildir. Bu kimisine doğru kimisine yanlış gelebilir. Birçok kaliteli büyük tur firması ekstraya girmez. İki paket hazırlar. Ekonomik turlar ve business turlar şeklinde paket içerikleri belli olan. Seçilen pakete göre yine en iyi hizmet sunulmuş olur.

Sizce Orta Asya nasıl bir bölge?

Orta Asya çok farklı bir yer hayatın büyük çoğunluğunun sokaklarda yaşandığını görebiliyorsunuz. Düğün dernek, çarşı Pazar, gelenek görenek hep sokaklarda yaşanıyor. Orta Asya sokakları bize çok şey öğretiyor. Tabi görüp okuyabilene. Çok keyifli bir rota. Gördüğümüz, tanıştığımız kültürün içini doldurmaya çalışıyoruz.

En çok etkilendiğiniz anlarınızdan paylaşımda bulunur musunuz?

Kudüs turlarından çok etkileniyorum. Genç, yaşlı, çocuk, kadın erkek birçok kişiyi götürdük. Ama her gittiğimde çok etkileniyorum ve duygulanıyorum. Her gidişte tekrar tekrar sizi içine alır. Türkiye’ye döner dönmez acaba bir daha ne zaman giderim diye düşünmeye başladığınız bir yerdir Kudüs. İtalya’ya tekrar tekrar gitmek istemeyebilirsiniz ama Kudüs tekrar tekrar gitmek isteyebileceği bir yerdir. Benim için çok özel bir yerdir.

Kudüs’te çocukların mutluluğu, size sarılmaları muhteşem bir duygu. Sonuçta geçmiş tarihte siz onlara dokunmuşsunuz ve onlar bunu hiç unutmamışlar. Çocuklar Türk Türk diye peşimizde dolaşıyorlar.

Hitap ettiğiniz misafirlerinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Bizim turlarımız muhafazakar ve kullanmayı sevmesem de böyle kullanıldığı için anlaşılması adına seküler dediğimiz kesime de hitap ediyor. Herkesi içine alan turlar düzenliyoruz. Bütün semavi dinlerin doğduğu topraklar herkese hitap ediyor diye düşünüyoruz. İliklerinize kadar hissettiğiniz bir maneviyat var..

Sizinle konuşurken oraları yaşadım. Bu önemli bir nokta. O yüzden umarım sizinle oraları gezmek nasip olur. Kudüs’ü ilk karşılaşmayı hep erteledim. Artık zamanı geldi. Güzel bir iş birliği olur umarım.

Hem ecdadımız hem inancımız dünyanın her noktasına ulaşmış. Ecdadımızın ayak izlerini takip edersek çok geniş coğrafyalara ulaşabiliriz. Ecdadın bıraktıklarının peşine düşmeliyiz. İnancımızdan her bölgede bir eser bırakmışız. Yeter ki görmesini bilelim. Her bölgede karşımıza çıkan “La galibe illallah” ne anlama geliyor bir batılı hiçbir zaman anlamayacak ama biz anlayabiliriz. Gittiğimiz her bölgede atalarımızdan dolayısıyla kendimizden bir şeyler buluyoruz o açıdan şanslıyız. Ve bu bilinçle çıkıyoruz seyahatlere sizinle de umarım beraber başta Kudüs olmak üzere başka bölgelerde de seyahat etme fırsatı oluşur. Memnun oluruz

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Gezilerimizi tatilden bir tık daha üste tutmalıyız. Görmeliyiz, tanımalıyız. Yaşamalıyız.

Vakit ayırdığınız için teşekkür ederim

Bize kendimizi anlatma fırsatı verdiğiniz için biz teşekkür ederiz. Tanıştığımıza memnun oldum.

RÖPORTAJ / AYNUR KARABULUT

MART 2022


136 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page