Oğlum 2,5 yaşında girdiği sözde eğitim kampında artık bir Çinli. Lütfen yardım edin. Aile fertlerim olan 12 kişiden yıllardır haber alamıyorum. Sesimizi duyun!..
Abdurrahman TOHTİ
AİLESİNDEN, EŞİNDEN VE ÇOCUKLARINDAN BİR HABER ALMAK İÇİN BEKLİYOR!..
33 yaşındayım. 2013 yılında direk Türkiye’ye gelemediğim için dil kursuna gitmek amacıyla Mısır’a gittim. Oradan Türkiye’ye geldim. Ailem 2014 yılında uygun Doğu Türkistanlı bir kız buldu ve evlendim. Türkiye’de ticaret yapıyordum. Çok güzel bir ailem vardı. 2015 yılında babam, annem, abim umre yapmak için gelip geri döndüler. 2016 yılında kızım Nadire doğdu. Kayınvalidem ziyarete geldi. Eşimi ve 2,5 yaşında ki oğlumu ve 3 aylık kızımı memlekete götürmek istedi. Akraba, memleket görsünler dedi. Oğlum Abdülaziz 2,5 yaşındaydı, kızım 3 aylıktı. Gidiş dönüş biletlerini aldım.
Doğu Türkistan’da havalimanına gider gitmez eşimi sorguya almışlar. 3 gün gözaltında tuttuktan sonra bırakmışlar. Çıktıktan sonra 3 ay boyunca rahat rahat görüşebiliyorduk. Ardından tekrar gözaltına alıp 2 ay hapsetmişler. Türkiye’ye niye gittin, Eşin ne iş yapıyor? Gibi sorular sormuşlar sürekli. Ardından ailem 200 bin yen karşılığında eşimi çıkarmış. Eşimi çıkardıktan sonra eşimin durumu çok kötüymüş, işkence görmüş, doktorda bir müddet tedavi ettirmişler.
Sonra birdenbire cezaevine 10 yıl verdiklerini söyleyerek almışlar. Bir daha haber alamadık. Aradan 2,5 yıl geçtikten sonra bir gün Oğlumun videosunu Çinlilerin kullandığı sosyal medya platformlarında, Çin çocuk toplama kampında Çin’le ilgili Çince konuşma yaptığı bir video da gördüm. Çinli olmuştu. Bu video karşısında şok oldum. Şu anda oğlum 8 yaşında. 3 aylık kızım nerede, başına ne geldi hiç bilmiyorum. Oğlum Çinlileştiriliyor. Oğlumu gazeteciler aracılığıyla aramaya başladım, bu videoyla basında ses buldum. BBC gelip benimle bu konuda söyleşi yaptı. Bu haberlerden sonra Çin’den tehditler almaya başladım.
Ailemden 12 kişi kayıp. Eşim, çocuklarım, annem, babam, kardeşlerim kayıp. BBC ile yaptığım röportajda ailemin adresini vermiştim. Verdikleri adrese gittiklerinde evi yerle bir etmişlerdi. Çin’den sosyal medya aracılığıyla “bir daha bu konuda konuşursan bir trafik kazasında ölebilirsin” diye tehditler gelmeye başladı. BBC haberi sürdürmeye devam edince bana ulaştılar. Seni çocuğunla konuşturacağız artık sus, bu konuda konuşma dediler.
Çocuğumla konuştuğumda beni tanımıyor, anlamıyordu. Çince konuşuyordu tercüman aracılığıyla anlaşabildik. Sadece bir kere artık susayım diye konuşturdular, bir daha asla konuşmadık. 3 yıl önce yaptığımız bu görüşmeden sonra bir daha hiç haber alamadım.
Ailemden 12 kişi kayıp hiçbir haber alamıyorum. Dışişleri, İçişler bakanlıklarına gittim. Oğlumun videosunu gösterdim hiçbir cevap alamadım.
Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz ama maalesef destek veren de sesimizi duyan da yok. T.C. vatandaşlığı başvurum da bu nöbet ve arayıştan sonra “kamu güvenliğini tehdit” gerekçesiyle ret edildi. Ne yapacağımı bilemiyorum. Hiçbir yere ait değilim. Ailem kayıp. Oğlum elimden alındı Çinlileştirildi. Kızım ve eşim ortada yok. Biz sadece Doğu Türkistanlı Müslümanız. Bu suç sayılmamalı. Desteğiniz için teşekkür ederim.
RÖPORTAJ / AYNUR KARABULUT
OCAK 2022