Aynur Karabulut
ÜRETTİKÇE ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELİYORUZ!...
Güncelleme tarihi: 28 Eyl 2020

GELENEKSEL EYÜP OYUNCAKÇISI’NIN HİKAYESİ…
Bugün bir masalda yolculuğa çıktım. Tamamı emek kokan muhteşem GELENEKSEL EYÜP OYUNÇAKÇISI atölyesinde Kültür Bakanlığı Sanatçısı, Geleneksel Eyüp Oyuncak Ustası sevgili Şennur Ülker Varol hanımın misafiri oldum. Mücadelesini ve hikayesini dinlerken çocukların hayallerinin korunması adına verdiği mücadeleyi alkışladım ve aslında kendi çocukluğunda oynadığı oyuncaklardan yola çıkışını çocukluğuna sahip çıkmak olarak algıladım. Boyama yaparak söyleştiğimiz bugünden keyif aldım. Sizlerin de keyifle okuyacağı bir röportaj olduğunu düşünüyorum. Ama lütfen özellikle gidin, gezin ve büyük emek vererek var olmaya çalışan bu atölyelerin destekçisi olun. Siz talep ettikçe bu güzel yerler üretmeye, var olmaya devam edecektir.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Şennur Ülker, Evliyim, iki çocuk annesiyim. Eyüp oyuncak ustası, Kültür Bakanlığı Geleneksel Ahşap Oyuncak Sanatçısıyım. Geleneksel Eyüp Oyuncaklarını yapıyor ve tanıtıyorum. Doğum tarihim bana göre 2005 çünkü o gün çocuklarıma “nasıl daha iyi eğitim verebilirim” sorusunun cevabını bularak, severek tutku ile yapabileceğim, içinde kendimi bulduğumu düşündüğüm mesleğime ve sanatıma kavuşmuştum.

Geleneksel Eyüp Oyuncakçısının hikayesi nasıl başladı?
Oyuncak eğitimimi 2005 yılında aynı zamanda doğup büyüdüğüm Zalpaşa camisinin külliyesinde aldım. Bir Avrupa Birliği projesi kapsamında verilen 3 aylık eğitimdi. Oyuncakların bir kısmı çocukluğumda da oynadığım oyuncaklardır. 2006 yılında Tarihi Eyüp oyuncakları kooperatifini kurduk. 2017 yılına kadar kooperatifte 3 yıl boyunca yönetici kimliğimle diğer yıllarda ise üye olarak aktif bir şekilde çalıştım. 2017 yılında kooperatiften ayrılma kararı aldım. Benden önce ayrılan Reyhan Kartak arkadaşımın da desteği ile kendi atölyemi kurmak için bir yola girdik. Bir vesile ile önceden tanışmış olduğum ve işletmemde de şu an ortağım olan Hakan Memur beyle Viyana'da bir proje de yollarımız kesişti. Sosyal girişimci olan Hakan beyle birlikte Geleneksel Eyüp Oyuncakçısını kurduk. Benim 13 senelik birikimim ve Hakan beyin Girişimci kimliği ile İki senedir Eyüp Oyuncaklarını işletmemizde tanıtmak için elimizden gelen tüm çabayı sarf ediyoruz. Markalaşma sürecinde büyük emekler sonucu baya yol aldığımızı düşünüyorum.
Atölyenizde ne gibi faaliyetler yapıyorsunuz?
Geleneksel Eyüp oyuncakçısı adımızdan da anlaşılacağı gibi geleneksel oyuncaklar üretiyoruz. Tarihte adı geçen oyuncaklarımızı eski formları ve desenlerini bize eğitim sırasında verilmiş olan kalıplarla birebir uyguluyor ve üretiyoruz. Kullanılan malzemeleri o günün uygulandığı formu ve malzemesini de aynı şekilde uygulamaya çalışsakta günümüz koşullarına da uyduruyoruz. Mesela kullanılan teneke parçalarını en aza indirgeyerek tamamen ahşap malzeme ile üretim yapıyoruz. Sadece eğitim aldığım oyuncaklar değil tarihte adı geçen oyuncaklarında bir şekilde formalarını bulup yada Eyüp’te saklamış olan sahiplerini bulup aynılarını üretmeye çalışarak Geleneksel oyuncaklarımızın günümüze kazandırılması için katkıda bulunuyoruz. Boyalarımızda AB standartlarına uygun N71 belgeli ürünler kullanıyoruz. 2017 yılında başlayan sürecimiz de birçok sergi ve festivale katıldık. En büyük tanıtım Ankamal ve Neomarin de sergilediğimiz büyük dev oyuncaklar ve topaç şenliğimiz oldu. Aynı zamanda oyuncak geçmişimizin daha iyi araştırılması adına ilim yayma cemiyetinin verdiği destekle Osmanlı arşivlerini araştırıyoruz. 500 yıllık Geleneğimizi yeni nesillere aktarmak için kurumumuzda açtığımız Müzemizde çocuklara tanıtımlar yapıyoruz. Çocuklarımızın hem eğlenceli vakit geçirmesini sağlıyoruz hemde onların kültürümüzün oyuncaklarını kendi çocuklarına aktarabilmeleri için kendi yaptıkları Eyüp oyuncağı ile uğurluyoruz.

Oyuncak meraklıları sizinle ne gibi çalışmalar yapıyor?
Oyuncak meraklıları deyince konu biraz geniş kapsamlı oluyor. Üretim, proje, müze çalışması yapmak isteyenler olduğu gibi tez çalışması yapan öğrenciler de var. Bunların yanı sıra oyuncak koleksiyoncularının da ilgisini çekiyoruz. Bunun gibi sayabileceğim bayağı geniş bir kitle var. Hepsine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bütün bu meraklıların içinde bizim için en değerli olanı üniversite ve lise öğrencilerimizin yaptıkları çalışmalara katkıda bulunmak. Bu katkıyı hem çok seviyor hemde çok önemsiyoruz. Onların projelerine ve tezlerine elimizden geldiği ölçüde yardımlarımız dokunmuştur. Aslında biz her oyuncak meraklısına dokunmak yerine önceliğimizi kendi içimizde yetiştirdiğimiz meraklılara eğitim vermeyi ve bu anlamda onları iyi birer Eyüp oyuncağı ustası yapmayı önceliyoruz yani kısacası Ahilik kültürünü daha çok önemsiyoruz.
Çocuklarla ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Çocuklarımıza öncelikle müzemizi ve oyuncaklarımızı tanıtıyoruz. Bunu yaparken özen gösterdiğimiz en önemli konu çocuklarımızın yaş gruplarına göre hitap etmek. Onlara hazırladığımız hikayelerle anlatım yaparak akıllarında kalmasını sağlıyoruz. Ardından Eyüp oyuncağını boyayıp nasıl süslemesi gerektiğini öğretiyoruz. Kendi hayalleri ile süsledikleri oyuncakların hepsi konuşuyor. Bunu hem hissediyor hemde oyuncağın üzerinde görüyorsunuz. Aslında oyuncakların konuştuğunu çocukların gözlerinin içine bakarsanız daha iyi anlarsınız. Ben böyle yapıyorum.

Bir oyuncağın aşamalarını anlatır mısınız?
Bütün oyuncakların aşamaları birbirinden farklı. Bir kısmının malzemeleride birbirinden farklı. Çamurdan, deriden, ahşaptan ve birçok yan malzemeden oluşan oyuncaklar var. Bir tanesini anlatayım isterseniz. Davul; kültürümüzün önemli oyuncaklarından biridir. Türk kültürünün Düğün, savaş gibi birçok yerde kullandığı davulun küçüğünü de çocuklar için yapmışlar. Deriden, tahtadan, ip, boncuk ve kavaleden oluşuyor. Ahşabı kasnaklar halinde alıyoruz. Kasnakları tek tek açıyoruz. İyi bir şekilde açılmış kasnağı birbirine yuvarlak bir şekilde zımbalıyoruz. Sonra delik açıp ipliklerini takıyoruz. Üstüne ıslattığımız derileri geriyor üstüne küçük kasnakları geçiriyoruz. İyice gerilen deri kuruyunca kestiğimiz “kavale” lere boncuk takıp çalıyoruz.

Oyuncaklarınızın bir hikayesi varmı?
Oyuncakların hepsinin bir hikayesinden daha çok o zamanı anlatan bir özelliği var. Yukarıda anlattığım davul gibi. Bir kısmınında kendine has hikayesi de var. Oyuncakların o zamanın şartlarından ustalarımızında esinlendiği bir oluşumları var. Bunları aktarmaya özen gösteriyoruz.
Hem hikayesi hem tüm hakları sizde olan tasarım ve kurgularınız varmı?
Oyuncakların kendine özgü hikayeleri var. Ama benimde üzerinde kurguladığım hikayelerde var. Çocuklara Eyüp oyuncaklarını daha cazip hale getirecek, onlara oyuncakları unutturmayacak hikayelerle anlatmaya çalışıyorum. Kendi yaptığım tasarım oyuncaklarım da var. Bal Arısı Montesöri Okulunda gönüllü olarak 4 sene tasarımlarımı sundum. Her birebir çalışmada çocukların hikayeleride kendilerine özgü oldu. Oyuncağı tasarlamayı sevmek bir yana onlarla kendi hikayelerini oluşturmak çok daha güzel bir duygu.
Atölyenizde hangi tür aktiviteler yapıyorsunuz? Size nasıl ulaşabilirler?
Çocuklara Geleneksel Eyüp oyuncaklarını tanıtıp oyuncakları tamamen kendisinin yapmasını sağlıyoruz. Lise öğrencilerine oyuncağın montajı ve boyamasını yaptırıyoruz. Mekanımızı sanatçı dostlarımızın yaptığı çalışmalar için küçük bir ücretle kiralıyoruz. Böylelikle diğer sanatçı dostlarımızın çalışmalarına da katkı sağlamış oluyoruz. Oyuncaklı doğum günü organizasyonları düzenliyoruz. Doğum günü sonunda oyuncak etkinliği yapıyoruz. Ana okul gruplarını sayılı randevulu olarak ağırlayıp atölye çalışmaları yapıyoruz.Toplantılar için de organizasyonlar düzenliyoruz.
Bize Instagram hesabımızdan @eyupoyuncakcisi 'den DM ile ve https://www.eyupoyuncakcisi.com/tr
Sitemizden ulaşabilirler. Ayrıca 0543 725 72 44 numaralı telefonumuzdan ulaşabilirler.

Son olarak neler eklemek istersiniz?
Hayat insana hangi sürprizlerle geliyor bilemiyoruz. Bu sürprizleri alıp onları bir güzel yoğuralım. Onlardan güzel şeyler çıkartıp üretelim. Ürettiğimiz zaman anlıyoruz ki tüm zorlukların üstesinden gelebiliriz. Hayata bakış açınızı değiştirin. Bu benim içinde bazen çok zor olabiliyor. Her zor göründüğünde ürettiğim işlere bakıyorum.Gelecekteki büyük resmi hayal ediyorum. Şiarımız oyuncaklarımızı Unesco ya dahil edebilmek. Ülke ülke dolaşıp tanıtabilmek. İşte o gün geldiğinde ülkem ve halkım için bir şeyler yaptım diyeceğim. Gözlerimi kapattığım gün başarılı bir girişimci hikayesi bıraktığım için rahat uyuyabileceğim. Tüm hayallerinizin gerçek olması dileği ile.
Vakit ayırıp bu şahane atölyenizde ağırladığınız için çok teşekkür ederim. Çok keyif aldım. Adeta bir masalda yolculuğa çıktık.
Asıl ben teşekkür ederim. Kültürümüzün bu değerli oyuncaklarını size anlatma fırsatı verdiğiniz için. Bir daha ki görüşmemizde 3e'yi de beraberinizde getirirseniz çok mutlu olurum. Hem onlarla tanışmak hemde geleneksel oyuncaklarımızı onların tanımasını da isterim. Her zaman sohbet soframıza beklerim. Sağlıcakla kalın.
RÖPORTAJ / Aynur KARABULUT
Eylül 2020