top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıAynur Karabulut

YARALI BİR KUŞ SURİYE...

TÜLAY GÖKÇİMEN KİMDİR?

1981 yılında İstanbul’da doğdu. İlk belgeseli Camın Ateşle Dansı’dır (2001) Filistinli mültecilerin hayatlarını anlatan Bitmeyen Gün: Sürgün belgeselini yayına hazırladı. Bir Neslin Ardındaki Meçhul Kahraman: Mahmud Celaleddin Ökten belgeselini çekti. Suriyeli kadınların yaşadığı acıları anlatan Haykırış ve Suriye Zindanlarında 24 Saat belgesellerini hazırladı (2013). Suriye’de yaşananları çocukların gözünden anlatan Savaşın Çocukları Belgeseli’ni çekti. Bangladeş-Myanmar sınırındaki Kutubalang Kampı’nda yaşamaya çalışan Arakanlı Rohingyalıları anlattığı İyi Geceler Rohingya ile Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı konu eden Biz Burada Kalacağız belgesellerini yayına hazırladı. Son olarak Somali’de yaşanan insani krizi anlatan Hayatta Kal belgeselini çekti. Gökçimen, evli ve iki çocuk annesidir.

Suriye sizin için ne ifade ediyor?

Yaralı bir kuş Suriye...

Aktif devam eden projelerinizi kısaca anlatır mısınız?

Şu an mültecileri konu alan yeni bir belgesel çalışması içerisindeyim. Ayrıca gençlerle sosyal medya üzerinden mazlum coğrafyaların seslerini duyurmaya çalıştığımız bir platform kurduk. Hem eğitim alıyorlar hem de insan hakları konusunda aktif çalışıyorlar.

Grup olarak yapmış olduğunuz bir çalışmadan ötürü Türkiye Gençlik Zirvesinde Gençlik ve Sosyal Girişimcilik temasıyla organize edilen yarışmada üçüncülük ödülünü aldınız. Neler hissettiniz?

Gençlerin gayretlerinin görülmesi çok güzel.

Gönüllü genç kardeşlerimizle harika işler başarıyorsunuz. Bu genç kardeşlerimizle kurmuş olduğunuz Human Movie Team anlatır mısınız?

"İslam coğrafyası için bir şeyler yapmak isteyen gençlerle buluştuk ve birlikte ne yapabiliriz dedik. Benim alanım iletişim ve televizyonculuk olduğu için onlara bildiklerimi öğretmeyi vadettim, onlar da severek kabul ettiler. Kamera ve kurgu eğitimi verdim, sonra bilenin bilmeyene öğrettiği bir sisteme dönüştü."

Dünyanın farklı coğrafyalarında, özellikle çatışma bölgelerinde insanların maruz kaldığı mağduriyetleri daha fazla insana duyurmak için multimedya içerikler hazırlamaya başladık. Türkçe, İngilizce ve Arapça başta olmak üzere 7 farklı dilde insan hikayelerini görsel içeriklerle anlatmak için gönüllü topluluğu bir araya getirdik. Ekibimiz tamamen bağımsız.

Gençlerle nasıl bir araya geldiniz? "Gençler beni buldu ve bir ekip kurmaya karar verdik"

Savaş, çatışma ve işgal bölgelerinden hikayelerle 11 yıldır çok sayıda belgesel çektik, "Suriye savaşının en şiddetli olduğu zamanlarda mültecilerle tanıştık. Pek çok hayata şahitlik ettik ve bir şeyler yapma ihtiyacı duyduk. Belgesellerimizi izleyen, yaptığımız insani yardım çalışmasından etkilenen gençler beni buldu ve bir ekip kurmaya karar verdik." Farklı üniversite ve bölümlerde okuyan gençlerden yüze yakın kişinin oluşturulan bu ekibe katılmak için başvurdu onlardan 20 kişilik bir ekiple başladık ama çalışmalarımızı gerçekten bu alanda çalışmak isteyen 10-15 kişiyle devam ediyor.

Grubun ismine nasıl karar verdiniz? Neden Human Movie Team? Çalışmaların profesyonelleşmeye başlamasıyla birlikte bir isim arayışına girdik. İnsanı özneye aldığımız için 'İnsan Film Ekibi' anlamına gelen 'Human Movie Team' isminde karar kıldık."

Belgesel dışında ne gibi çekimler yapıyorsunuz? Kendi çektiğimiz insan hikayelerini; sosyal medya için belgesel olarak kurguluyoruz, ayrıca ikişer dakikalık kısa videolar ve vlog video bloglar hazırlıyoruz.

Gençleri böyle aktif ve çalışırken görünce neler hissediyorsunuz? "Arkadaşlar ellerine kamera ve tripodu aldıklarında çok mutlu oluyorlar." bu alanda eğitim almak, gönüllü olarak çalışmak isteyen çok sayıda genç bulunuyor, ekibe katılmak için yeni başvuruları da değerlendiriyoruz. Gençlerin tüketim çılgınlığının, duyarsızlığın yoğun yaşandığı bir dönemde gençlerin gönüllü olarak acı çeken Müslüman kardeşleri için emek sarf ediyor olması, çalışıyor olması ziyadesiyle mutlu ediyor. Çoğu zaman tarif etmekte zorlandığım bir duygu.


Gençler sadece çekim yapıp, kurgu&montaj mı yapıyor? Gelecek için neler hedefliyorsunuz?

"Gönüllü çalışıyor, profesyonel iş çıkartıyorlar" Çalışmalarımız sadece sosyal medya için video çekimi ve montajıyla sınırlı değil, aynı zamanda ekibe dahil olan gençlerin ilgilendikleri coğrafyalar ve ülkelerle ilgili uzmanlaşması için de çaba sarf ediyoruz. "Bu arkadaşlar tamamen gönüllü çalışıyorlar ve profesyonel iş çıkartıyorlar. Tabi bilgisayar ve kamera gibi teknik cihazlar için destek de gerekiyor. Bu alanda güzel işler çıkarabilmek için hem yetişmiş insanlara hem de teknik ekipmanlara ihtiyaç var." Eğitimlere devam etmek, yapılan işleri daha büyük kitlelere ulaştırmak ve daha fazla gence ulaşmak için çalışmalarımızı bir akademiye dönüştürmek istiyoruz. Human Movie Team Gönüllülerinden kesitler…. "Kameramızı mazlum coğrafyalara çevirdik"

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi Elif Kırmaç, "Human Movie Team ile başlangıcından bu yana aynı yolda yürüyoruz. 2015 yılında bir toplantı ile mülteciler için kamuoyundaki yanlış mülteci algısıyla başladık. Sonrasında kameramızı sadece mültecilere değil insanı anlatan, yeryüzünde zora dara düşmüş bütün mazlum coğrafyalara çevirdik. Dini, dili, ırkı fark etmeksizin insanı hedef alan işler yapmak istedik." Çalışmalara uluslararası bir vizyon katmak istedik, hazırladıkları insan hikayeleri Türkçe'nin yanında zamanla diğer dillere de tercüme etmeye başladık. Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencisi Nimet Terzi, ocak ayında katıldığım ekipte röportaj ve çeviri işlerine yardımcı olmaya çalışıyorum, hazırlanan bir kısa filmi Arapça'ya tercüme ettim.

- "Farkındalık ne kadar artarsa biz o kadar mutlu oluyoruz" Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi Sena Öztürk,

Ekibe 3 sene önce dahil oldum. Filistinli inşaat mühendisi Majd Mashharawi'nin, yıkılan binaların molozlarından elde ettiği geri dönüşüm bloklarıyla Gazze'yi yeniden inşa etme çabasının anlatıldığı hikayeye katkıda bulundum. Amacımız farkındalık oluşturmak. "İnsanlara yardım etmek, onların sesini duyurmak istiyoruz. Sokakta gördüğümüz zaman kafamızı çevirdiğimiz şeyleri, insanların görmesini, bilmesini ve öğrenmesini sağlamak istiyoruz. Farkındalık ne kadar artarsa, hazırladığımız videolar sosyal medyada ne kadar izlenir, bu insanlar ne kadar görünür olursa, biz de o kadar mutlu oluyoruz." Editör olarak hazırlanan içeriklerin metinlerini yazma ve kontrol etme görevini üstlenen İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Sultan Uygur, ekiple bir gönüllü buluşmasında tanıştım.

"Profesyonel değiliz ama birbirimizin eksiğini tamamlıyoruz" Sığınmacı hikayeleriyle başlayan çalışmalarımız 2017'nin Ocak ayında Human Movie Team adıyla devam etti. "Profesyonel değiliz ama birbirimizin eksiğini tamamlıyoruz. Bildiklerini öğreten arkadaşlar da, yeni katılanlar da var. Hepimiz hanımlardan oluşuyoruz. Aramızda erkek yok. Aile gibi olduk."

Üsküdar Üniversitesi Gazetecilik öğrencisi Rubaşa Ergin, daha önce hiç video çekmedim, hazırlamadım. İşi ekip içinde öğrendim, insanların olaylara farklı açılardan bakması için çalışıyoruz. Human Movie Team

"İzle, düşün, harekete geç!" sloganıyla sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunan Human Movie Team, mazlum coğrafyalardaki insanların sesini duyurmaya ve farkındalık oluşturmaya çalışan içerikleriyle tanınıyor. Çalışma ekibi sadece bayanlardan oluşan gönüllü topluluk, yaptıkları multimedya çalışmalarını ekibe yeni katılacak yeni çalışma arkadaşlarıyla birlikte içerik ve kapsam olarak daha da genişletmeyi hedefliyor.

Human Movie Team'in sosyal medya hesaplarında yer alan "Bizler, dünya üzerindeki her insanın onurlu bir yaşamı hak ettiğine; bunun da ancak adalet ve insan haklarının korunmasıyla mümkün olabileceğine inanan ve bu uğurda tüm enerjisini harcamaktan çekinmeyen genç hanımlar topluluğuyuz." ifadesi dikkati çekiyor.

İnsani Yardım Vakfı, "For Children" ve "Human Movie Team" iş birliğiyle Suriyeli kızlar için "Hem saçlara hem kalplere örgü" projesi başlattı. "Saçlara örgü yüreklere kardeşlik götürüyoruz" sloganıyla yola çıkılan proje kapsamında, Suriye'deki mülteci kamplarında yaşayan kız çocuklarının saç kesimi ve bakımı yapıldı. Bölgedeki diğer kamplara da uygulanması planlanan projenin ilk kısmı Suriye'nin Azez ilçesine bağlı mülteci kamplarında gerçekleştirildi. Beş gün boyunca toplamda 500'ün üzerinde çocuğa kuaför hizmeti verildi.

Bu özel etkinliği başlatan ise aktivist ve yönetmen Tülay Gökçimen. Uzun yıllardır Suriyeli mülteciler için çok sayıda kampanyaya imza atan Gökçimen, bu fikrin nasıl ortaya çıktığını şöyle anlattı: "Ramazan ayında İdlip'e bağlı Atme kampındaki okul projesi için sınıra gitmiştim. Rahmet isimli bir köyde erkek çocuklarına bayram traşı yaptırdık. Ben bu etkinlikten bahsedince kuaför bir arkadaşım neden kamplardaki kız çocukları için de bir şeyler yapmıyoruz deyince harekete geçtim."

SAÇLARINI KAZITACAĞIZ SANDILAR

Saçlara örgü yüreklere kardeşlik

İHH İnsani Yardım Vakfı, 'Human Movie Team' ve 'For Children' iş birliğiyle Suriyeli kızlar için 'Hem saçlara hem kalplere örgü' projesini gerçekleştirdi. 'Saçlara örgü yüreklere kardeşlik götürüyoruz' sloganıyla yola çıkılan proje kapsamında, Suriye'nin Azez ilçesine bağlı mülteci kamplarında yaşayan 500'ün üzerinde kız çocuğuna saç kesimi ve bakımı yapıldı.

Gökçimen, daha sonra İHH'ın kapısını çalmış ve kız çocuklarının çoğunlukta olduğu mülteci kamplarına kuaförlerle gitmek istediğini söylemiş. İHH'nın desteğinin ardından "For Children" hem organizasyonu hem fon sağlamayı, “Human Movie Team" ise çekimleri yapmayı üstlenmiş. Halep şehrine bağlı olan Azez'deki kampları sırayla gezmeye başlamışlar. İlk başta her gün 6-12 yaş arasındaki 100 çocuğa ulaşmayı hedeflemişler. Ancak kamplara gidince her yaş grubundan yüzden fazla çocuğun bu hizmete ihtiyacı olduğunu görmüşler. Gökçimen, ilk gün yaşadıklarını şöyle aktarıyor: "Çocukların geneli yetim ve anneleriyle birlikte yanımıza geldiler. İlk başta saçlarının kazıtılacağını düşünüp korktular. Çünkü çok fazla bitlenme var ve suyun sertliğinden dolayı da saçları çok yıpranmış. Saçlarınızın kırıklarını alacağız, bakım yapıp toka takacağız şeklinde konuşunca ikna oldular."


MUTLULUKLARI GÖRÜLMEYE DEĞERDİ

Çocuk sayısı fazlalaşınca kampta yaşayan ve savaştan önce kuaförlük yapan Suriyeli kadınlar da ekibe dahil olmuş. Kamptaki ikinci günlerinde 108 çocuğun saçını yaptıklarını söyleyen Gökçimen, mülteci çocukların temel insani yardımlar kadar sevgiye muhtaç oldukların belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Kendi çocuklarımız için istediğimiz her şeye onların da ihtiyacı var. Yanımıza geldiklerinde çok mutsuz duruyorlardı. Aynaya bakıp saçlarını gördüklerinde ise inanamadılar ve öyle mutlu oldular ki kelimeler yetersiz kalır. Mali değeri çok az olan küçücük tokalarla nasıl mutlu olduklarını gördük.”

Daha fazla kampa gideceğiz

550’den fazla çocuğun saç bakımının yapıldığı ve beş gün süren projeyi devam ettireceklerini dile getiren Gökçimen, “Daha fazla kampa ve daha fazla kız çocuğuna ulaşmak istiyoruz. Projeyi devam ettireceğiz. Gittiğimiz kamplarda bit ilacına çok fazla ihtiyaç olduğunu gördük. Çocukların saç temizliğine ve kız çocuğu olduklarını hatırlatacak ellere ihtiyacı var”


Aynur KARABULUT / 2018

176 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page